Sömürüsüz ve baskisiz,
emperyalizmsiz bir dünya için, toplumun siniflara bölünmüslügünün üstesinden
gelinmis olacagi, gelecegin komünist dünyasi için mücadeleyi sürdürmeye kararli
Maoist devrimciler çekirdegini, dünyanin dört bir yanindan bir araya getiren Devrimci
Enternasyonalist Hareket 1984'te kuruldu. Hareketimiz olusturulusundan beri ilerlemeye
devam etti, ve bugün, Mao Zedung'un Yüzüncü Yili'nda, derin bir sorumluluk duygusu
ile, enternasyonal proletaryaya ve dünyanin ezilen kitlelerine, bize rehberlik eden
ideolojinin Marksizm-Leninizm-Maoizm oldugunu ilan ediyoruz. Hareketimiz,
Marksist-Leninist Parti ve Örgütlerin 1984 yilinda yapilan ikinci Konferansi'nda kabul
edilmis olan Devrimci Enternasyonalist Hareketin Deklarasyonu temelinde kurulmustur.
Deklarasyon, proleter devrimci Ideolojiyi savunmaktadir, ve bu temelde, esas olarak,
farkli ülkelerde ve dünya çapinda devrimci komünistlerin görevlerini, uluslararasi
komünist hareketin tarihini, ve diger bir dizi can alici sorunu dogru olarak ele
almaktadir. Bugün, bir kez daha, Deklarasyonun Hareketsimizin saglam temelini
olusturdugunu ve simdi bu temel üzerinde ideolojimizin yeni bir berrakligini ve
Hareketimizin de daha pekismis bir birligini insa ettigimizi teyit ediyoruz. Deklarasyon, "Mao Zedung'un
Marksizm-Leninizm bilimini nitel olarak gelistirdigini" dogru olarak vurgulamakta, ve
onu "yeni bir asamaya" yükselttigini onaylamaktadir. Ancak, Deklarasyonumuzda "Marksizm-Leninizm-Mao
Zedung Düsüncesi" ifadesinin kullanilmasi, bu yeni asama hakkinda hala eksiklik
barindiran bir kavrayisi yansitiyordu. Son dokuz yil boyunca, Hareketimiz, Mao Zedung'un
Marksizm'i gelistirmesini daha bütünlüklü ve eksiksiz kavrayabilmek için uzun,
zengin, ve kapsamli tartisma ve mücadele yürütmüstür. Bu ayni dönem Içinde,
Hareketimizin parti ve örgütleri, ve bütün olarak DEH, emperyalizme ve gericilige
karsi devrimci mücadele sürdürmüstür. Bunlarin en önemlisi Peru Komünist Partisi
önderliginde, milyonlarca kitleyi harekete geçirmeyi basararak ülkenin birçok yerinde
devleti bir kenara süpürüp bu alanlarda isçilerin ve köylülerin iktidarini tesis
eden Halk Savasanin ileri tecrübesi olmustur. Teoride ve pratikte kaydedilen bu
ilerlemeler, proleter ideolojiyi kavrayisimizi daha da derinlestirmemizi, ve bu temelde,
ehemmiyetli ve etkisi büyük bir adimi atabilmemizi, Marksizm'in yeni, üçüncü ve daha
yüksek asamasi olarak Marksizm-Leninizm-Maoizm'i kabul ve tasdik edisimizi mümkün
kilmistir. Marksizm'in Yeni, Üçüncü ve Daha
Yüksek Asamasi
Mao
Zedung, bir dizi can alici devrim meselesi hakkinda birçok tezi ortaya koymus ve
gelistirmistir. Ancak Maoizm, Mao'nun büyük katkilarinin sadece bir toplami degildir.
Maoizm, Marksizm-Leninizm'in bütünlüklü ve topyekün olarak yeni ve daha yüksek bir
asamaya yükseltilmesidir. Marksizm-Leninizm-Maoizm entegre olmus
yekpare bir bütünlüktür; proletarya ve insanligin sinif mücadelesi, üretim ve
bilimsel deney mücadelesindeki tecrübeleri temelinde, Karl Marx, V.I. Lenin, ve Mao
Zedung tarafindan yeni asamalara, Marksizm'den Marksizm-Leninizm'e, ve
Marksizm-Leninizm-Maoizm asamalarina gelistirilmis ve sentez içinde bütünlestirilmis
haliyle, bu, proletaryanin ideolojisidir. Proletaryanin dünyayi kavramasini ve devrimle
degistirmesini mümkün kilan yenilmez bir silahtir. Marksizm-Leninizm-Maoizm, evrensel
uygulanilirliga sahiptir, yasayan ve bilimsel bir ideolojidir, devrim yapmakta
uygulanisiyla ve genel olarak insan bilgisinin ilerleyisiyle sürekli gelismekte ve daha
da zenginlesmektedir- Marksizm-Leninizm-Maoizm, revizyonizmin ve dogmatizmin tüm
biçimlerinin düsmanidir. Her seye kadirdir, çünkü dogrudur. Karl Marks Karl Marks
devrimci komünizmi ilk olarak bundan hemen hemen 150 yil önce gelistirdi. Yakin silah
arkadasi Frederick Engels'in yardimi ile, tam kapsamli
bir felsefi sistemi, diyalektik materyalizmi gelistirdi, ve insan tarihini sekillendiren
temel kanunlari kesfetti.
Marks,
proletaryanin sömürülmesini ve kapitalist üretim biçimindeki yapisal anarsi ve
çeliskileri sergileyen bir ekonomi politik bilimi gelistirdi. Karl Marks, devrimci
teorisini, enternasyonal roletaryanin sinif mücadelesi ile yakin baglanti içinde ve
ona hizmet için gelistirdi. Birinci Enternasyonali insa etti ve Engels ile birlikte,
"bütün dünyanin isçileri birlesin!" çagrisi dört bir yanda yankilanan
Komünist Manifestoyu kaleme aldi. Marks, proletaryanin devlet iktidarini ele geçirmedeki
ilk büyük girisimi olan 1871 Paris
Komünü'ne büyük dikkat gösterdi ve derslerini özümledi.
Marks
proletaryayi, tarihsel misyonu ile silahlandirdi: siyasi iktidari devrimle ele geçirmek,
ve bu iktidari proletarya diktatörlügünü kullanarak toplumun farkli siniflara
bölünmüslügünün temeli ortadan kaldirilincaya kadar sosyal sartlari
dönüstürmek.Marks, proletarya hareketi içerisinde, isçilerin mücadelesini, ücret
köleliginin bizzat kendisinin mevcudiyetini hedeflemeden, bu köleligin kosullarini
iyilestirmeyle sinirlamayi amaçlayan oportünistlere karsi mücadeleye önderlik etti. Marks'in tavri, görüs açisi ve
metodu bir bütünlük içinde Marksizm olarak adlandirila gelmistir ve proletarya
ideolojisinin gelismesindeki Ilk büyük kilometre tasini temsil eder. V.L Lenin V.L Lenin, Rusya'da proleter devrimci
harekete ve revizyonizme karsi uluslararasi komünist hareketin mücadelesine önderlik
edisinin seyri içinde, Marksizm'i yeni bir asamaya yükseltti. Pek çok diger katkisinin
yani sira, Lenin kapitalizmin, en yüksek ve nihai asamasi olan emperyalizme erisen
gelismesini tahlil etti. Dünyanin bir avuç emperyalist güçle, ezilen uluslar ve
halklarin olusturdugu büyük çogunluk olarak bölündügünü, ve emperyalist güçlerin
dünyayi kendi aralarinda yeniden paylasmak için dönem dönem savasa gitmek zorunda
olduklarini gösterdi. Lenin, içinde bulundugumuz çagi, emperyalizm ve proleter devrim
çagi olarak vasiflandirdi. Lenin iktidarin ele geçirilmesinde devrimci kitlelere
önderlik etmesi için proletaryanin vazgeçilmez araci olarak yeni tip bir siyasi
partiyi, Komünist Partisi'ni gelistirdi. En önemlisi, Lenin, 1917'de eski
Çarist Rusya'da Ekim Devrimi'nin zaferi ile proletaryaya, siyasi iktidarini, devrimci
diktatörlügünü ele geçirip pekistirmesine Önderlik ederek, proleter devrimin teori
ve pratigini yepyeni bir asamaya yükseltti. Proleter devrime ihanet eden ve Birinci
Dünya Savasi'nda isçilere emperyalist efendilerinin çikarlarini koruma çagrisi yapan
ikinci Enternasyonal içindeki zamanin revizyonistlerine karsi, Lenin bir ölüm-kalim
mücadelesi yürüttü. "Ekim devriminin top
atislari" ve Lenin'in revizyonizme karsi mücadelesi, komünist hareketi dünya
çapinda daha da genisleterek, ezilen halklarin mücadelelerini proleter dünya devrimi
ile birlestirdi, ve Üçüncü (veya Komünist) Enternasyonal olusturuldu. Lenin'in Marksizm'i topyekün ve
bütünsel olarak gelistirmesi, proleter ideolojinin gelismesinde ikinci büyük
siçramayi temsil eder. Lenin'in ölümünden sonra, Joseph Stalin, ikinci Dünya Savasi
sirasinda hem içerdeki düsmanlarina hem de emperyalist isgalcilere karsi proletarya
diktatörlügünü savundu, ve Sovyetler Birligi'nde Sosyalist Insa ve dönüsüm davasini
yürüttü. Stalin, uluslararasi komünist hareketin, Marksizm-Leninizm'i, proletarya
ideolojisinin gelismesindeki ikinci büyük kilometre tasi olarak tanimasi için mücadele
etti. Mao Zedung
Mao Zedung, Çin Devrimi'ne Önderlik
ettigi on yillarin seyri içinde, modern revizyonizme karsi dünya çapindaki mücadele
içinde, ve en önemlisi, kapitalizmin restorasyonunu önlemek ve komünizme dogru
ilerlemeye devam etmek için, proletarya diktatörlügü altinda da devrime devam etmenin
metodunu teori ve pratikte bularak, Marksizm-Leninizm'i yeni ve daha yüksek bir asamaya
yükseltti. Mao Zedung Marksizm'in her üç ögesini felsefe, ekonomi politik, ve
bilimsel sosyalizm de büyük ölçüde gelistirdi. Mao Zedung dedi ki, "iktidar
namlunun ucundadir." Halk Savasi konusundaki teorisi ve pratigi ile, Mao Zedung,
proletaryanin askeri bilimini tam kapsamli bir biçimde gelistirdi. Mao, savasta
silahlarin degil insanlarin tayin edici oldugunu ögretti. Her sinifin, kendine has özel
karakteri, amaçlari ve araçlari olan özgül savas biçimlerine sahip olduguna isaret
etti. Tüm askeri mantigin özünde "siz kendi bildiginiz gibi savasin, ben de kendi
bildigim gibi savasirim" ilkesinden ibaret oldugunu, proletaryanin, devrimci
kitlelerin inisiyatifi ve gayretini zincirlerinden bosandirarak ve buna dayanarak kendine
has özgül avantajlarini ortaya döküp harekete geçirebilen askeri strateji ve
taktikler olusturmasi gerektigini söyledi. Mao, üs alanlari kazanma ve sistemli
olarak siyasi iktidari olusturma politikasinin, kitleleri zincirlerinden bosandirmada, ve
halkin silahli gücünü ve siyasi iktidarinin dalgalar halinde genislemesini gelistirmede
kilit rol oynadigini tayin etti. Üs alanlarinda devrimci dönüsümler
gerçeklestirmelerinde kitlelere önderlik etmenin, ve bunlari Ilerleyen devrimci savasin
hizmetinde siyasi ekonomik ve kültürel olarak gelistirmenin gerekliligini israrla
vurguladi. Mao, Partinin silahlari kontrol etmesi
gerektigini, silahlarin Partiyi kontrol etmesine asla izin verilmemesi gerektigini
ögretti. Parti, devrimci savasi baslatmaya
ve ona önderlik etmeye muktedir bir araç olarak insa
edilmelidir. Mao, devrimin merkezi görevinin, devrimci siddet yoluyla iktidari ele
geçirmek oldugunu vurguladi. Mao Zedung'un Halk Savasi teorisi bütün ülkelerde
evrensel uygulanabilirlige sahiptir, ancak, her ülkedeki somut sartlara uygulanmali ve
özellikle de bugün dünyada varolan iki genel tip ülkenin emperyalist ülkelerle
ezilen ülkelerin devrimci güzergahlari hesaba katilmalidir. Mao, emperyalizmin hakimiyeti altindaki
bir ülkede nasil devrim yapilacagi meselesini çözümledi. Çin devrimi için çizdigi
temel güzergah, devrimin teori ve pratigine yaptigi paha biçilmez bir katkiyi temsil
eder ve emperyalizmin ezdigi ülkelerde kurtulusa ulasmanin rehberidir. Bunun anlami uzun
süreli Halk Savasi'dir, esas mücadele biçimi olarak silahli mücadele ile ve esas kitle
örgütü biçimi olarak Parti önderligindeki Ordu ile,
sehirleri kirlardan kusatmaktir, köylülügü, özellikle yoksul köylülügü harekete
geçirmek, tarim devrimini yürütmektir; emperyalizme, feodalizme, ve bürokrat
kapitalizme karsi Yeni Demokratik Devrimi gerçeklestirmek üzere Komünist Parti
önderliginde bir birlesik cephe insa etmek, ve devrimin ilk asamasinin zaferini derhal
takip etmesi gereken sosyalist devrimin
gerekli önkosulu olarak, proletarya önderliginde devrimci siniflarin ortak
diktatörlügünü kurmaktir. Kendi özgül sartlarina ve devrim
güzergahina uygun olarak, her ülkede, devrim yapmanin vazgeçilmez araçlari olarak, Mao
"üç sihirli silah" tezini Parti, Ordu, ve Birlesik Cephe tezini ortaya
koydu. Mao Zedung, proletaryanin felsefesi
diyalektik materyalizmi büyük ölçüde gelistirdi. Özellikle, çeliskiler yasasinin,
zitlarin birligi ve mücadelesinin, dogayi ve toplumu yöneten temel yasa oldugunu
vurguladi. Her nesnenin birlik ve Özdesliginin geçici ve göreceli olduguna, zitlarin
mücadelesinin ise sürekli ve mutlak olduguna, ve bunun, köklü kopuslara ve devrimci siçramalara yol açtigina isaret etti.
Bu anlayisi ustaca teori ile pratik arasindaki iliskinin tahliline uygulayarak, pratigin,
hem gerçegin tek kaynagi hem de nihai kistasi oldugunu, ve teoriden devrimci pratige
siçrayisi vurguladi. Böylelikle, Mao, proleter bilgi teorisini daha da gelistirdi.
Felsefenin milyonlarca kitleye götürülmesine önderlik ederek, örnegin, "iki
birlesip bir olur" revizyonist tezine karsi, "bir ikiye ayrilir" tezini
kitlelere mal olmus hale getirdi. Mao Zedung, "dünya tarihinin
yaratilisinda itici güç halk ve sadece halktir" anlayisini daha da gelistirdi.
Kitle çizgisi anlayisini ortaya koydu: "kitlelerin fikirlerini (daginik ve
sistemlesmemis Fikirlerini) almak ve onlari derli toplu hale getirmek (onlari inceleyerek,
derli toplu ve sistemli fikirler haline getirmek), ondan sonra yeniden kitlelere gitmek
ve kitleler bunlari kendi fikirleri olarak benimseyene, onlara siki sikiya sarilana, ve
onlari eyleme dönüstürene kadar bu fikirleri yaymak, açiklamak ve bu fikirlerin
dogrulugunu bizzat kitlelerin eylemi içinde sinamak." Mao, maddenin bilince,
bilincin de maddeye dönüstürülebilecegi seklindeki derin gerçegi vurgulayarak,
insan faaliyetinin her alaninda insanin bilinçli dinamik rolü hakkindaki anlayisi
daha da gelistirdi. Mao Zedung, Krusçev'ci
revizyonistlerin önderligindeki modern revizyonizme karsi enternasyonal mücadeleye
önderlik etti. Modern revizyonistlere karsi komünist ideolojik ve siyasi çizgiyi
savundu, ve gerçek
proleter devrimcileri, bu revizyonistlerden koparak Marksist-Leninist-Maoist ilkeler
temelinde partiler olusturmaya çagirdi.Mao Zedung, SSCB'de kapitalizmin restorasyonunun
dersleri ve o ülkede sosyalizm insasinin hem eksiklikleri hem de olumlu basarilari
hakkinda derin bir tahlil yapti. Mao, Stalin'in büyük katkilarini savunurken, onun
hatalarinin da degerlendirmesini yapti. Çin'deki sosyalist devrimin ve Çin Komünist
Partisi içindeki revizyonist karargaha karsi tekrar tekrar verilen iki çizgi
mücadelesinin tecrübesini degerlendirdi. Sosyalist toplumun çeliskilerinin tahlilinde
materyalist diyalektigi ustaca uyguladi. Mao, komünizm için tarihi mücadelede
proletaryaya önderlik etmede Partinin iktidarin ele geçirilmesinden önce,
geçirilmesi sirasinda ve geçirilmesinden sonra öncü rol oynamasi gerektigini
ögretti. Saflarindaki burjuva ve küçük burjuva etkilere karsi aktif bir Ideolojik
mücadele yürütme, Parti üyelerini ideolojik olarak yeniden kaliba dökme,
elestiri-özelestiri, ve Parti içindeki oportünist ve revizyonist çizgilere karsi iki Çizgi mücadelesi yürütme yoluyla,
Partinin proleter devrimci niteliginin nasil muhafaza edilecegi anlayisini gelistirdi.
Proletarya iktidari ele geçirince, ve Parti sosyalist devlette önder güç olunca, Parti
ile kitleler arasindaki çeliskinin, kapitalizm ile komünizm arasindaki geçis dönemi olarak sosyalist topluma
damgasini vuran çeliskilerin yogunlasmis bir
ifadesi haline geldigini ögretti. Mao Zedung, proletaryanin ekonomi
politik hakkindaki anlayisini, üretimin kendisinin çeliskili ve dinamik rolü hakkindaki
ve bunun, toplumun siyasi ve Ideolojik üstyapisi ile karsilikli iliskisi hakkindaki
anlayisini gelistirdi. Mao, üretim iliskilerinde mülkiyet sisteminin tayin edici
oldugunu, ancak sosyalizm altinda, kamu mülkiyetinin hem içerikte hem de biçimde sosyalist olmasina dikkat gösterilmesi
gerektigini bize ögretti. Sosyalist mülkiyet sistemi ile,
üretim iliskilerinin diger iki ögesi arasindaki, yani üretimde insanlar arasindaki
iliski ve dagitim sistemi arasindaki karsilikli etkilesimi vurguladi. Mao, siyasetin,
ekonominin yogunlasmis ifadesi oldugu seklindeki Leninist tezi gelistirerek, sosyalist
toplumda, ideolojik ve siyasi çizginin dogrulugunun, proletaryanin üretim araçlarina
gerçekten sahip olup olmadigini tayin ettigini gösterdi. Buna mukabil, revizyonizmin
basa gelmesinin burjuvazinin basa gelmesi anlamina geldigine, sosyalist altyapinin
çelisik niteligi icabi, iktidara geldikleri takdirde kapitalist yolcularin kapitalist
sistemi yeniden canlandirmalarinin kolay olacagina isaret etti. Mao revizyonist üretici güçler
teorisini derinlemesine elestirdi, ve üstyapinin, bilincin, altyapiyi
dönüstürebilecegi, ve siyasi Iktidarla birlikte üretici güçleri gelistirecegi
sonucuna vardi. Tüm bunlar, Mao'nun "Devrimi Kavra, Üretimi Ilerlet"
sloganinda ifadesini bulur. Mao Zedung, proletarya
diktatörlügünü icra etme tecrübesinde büyük bir ileri siçrayisi temsil eden
Büyük Proleter Kültür Devrimi'ni baslatti, ve ona önderlik etti. Sosyalist toplumun
kendi içinden türeyen ve özellikle de Parti önderliginin içinde yogunlasan (Liu
Sao-si, Lin Piao ve Deng Hsiao-ping gibi) kapitalist yolculari alasagi etmek için yüz
milyonlarca kisi ayaga kalkti. Sosyalist toplumda bile sömürücü siniflarin ve onlarin
düsünce tarzlarinin özel alani olarak kalmis olan her konuda, kapitalist yolculara
meydan okuyarak, büyük çogunlugun çikarlarini, bakis açisini ve iradesini empoze
etmelerinde proletarya ve kitlelere önderlik etti. Kültür Devrimi'nde kazanilan büyük
zaferler, Çin'de kapitalizmin restorasyonunu on yil önledi, ve hem altyapida, hem de
egitim, edebiyat ve sanat, bilimsel arastirma, ve üstyapinin diger parçalarinda büyük
sosyalist dönüsümler yaratti. Mao'nun önderliginde, kitleler, kapitalizmi doguran
topragi Örnegin burjuva hukuk ve sehirle kir, isçiyle köylü, kafa emegi ile kol
emegi arasindaki üç büyük farklilasmayi yok etmek üzere küreklediler. Amansiz ideolojik ve siyasi
mücadelenin seyri içinde, milyonlarca isçi ve diger devrimci kitleler, sinif
bilinçlerini ve Marksizm-Leninizm-Maoizm'i kavrayislarini muazzam oranda gelistirerek,
siyasi iktidar icra etme kapasitelerini güçlendirdiler. Kültür Devrimi, proletaryanin
uluslararasi mücadelesinin bir parçasi olarak yürütüldü ve proletarya
enternasyonalizmi için bir egitim alani niteligindeydi. Mao, proletarya diktatörlügünü
uygulamak için, devrimci önderligin gerekliligi ile, alttan devrimci kitleleri
harekete geçirip onlara dayanmanin gerekliligi arasindaki diyalektik iliskiyi kavradi. Bu
sekilde, proletarya diktatörlügünün güçlendirilmesi, ayni zamanda proleter
demokrasinin de dünyada gerçeklesmis en genis ve en derin icrasiydi, ve kitlelerin
yaninda saf tutup, onlara revizyonistlere karsi muharebede önderlik eden, ve aci yenilgi
karsisinda Marksizm-Leninizm-Maoizm bayragini yükseklerde tasimaya devam eden Çiang
Çing ve Çang Çun-Çiao gibi kahraman devrimci önderler ortaya çikti. Lenin söyle demisti, "Marksist,
yalnizca, sinif savasiminin kabulünü proletarya diktatörlügünün kabulüne dek
genisleten kimsedir." Mao Zedung'un önderlik ettigi Büyük Proleter Kültür
Devrimi yoluyla elde edilen paha biçilmez dersler ve ilerlemelerin isiginda, bu ayrisim
çizgisi daha da keskinlestirmistir. Simdi artik denilebilir ki, yalnizca sinif
savasiminin kabulünü proletarya diktatörlügünün kabulüne ve proletarya
diktatörlügü altinda siniflarin, antagonist sinif çeliskilerinin, Parti içerisinde
burjuvazinin objektif varliginin, ve sinif savasiminin, proletarya diktatörlügü altinda
tüm sosyalizm süreci boyunca komünizme dek devam edeceginin kabulüne genisleten, bir
Marksist'tir. Ve Mao'nun güçlü bir sekilde ifade ettigi gibi, "Bu sorunda
kafalarin berrak olmayisi revizyonizme götürür." Hua Kuo-feng ve Deng Hsiao-ping
önderligindeki karsi-devrimci 1976 darbesini takiben kapitalizmin restorasyonu, Maoizm'i
ve Büyük Proleter Kültür Devrimi'nin dünya-tarihsel basarilari ile muazzam derslerini
hiçbir sekilde yadsimaz; aksine bu yenilgi, Mao'nun sosyalist toplumun niteligi
hakkindaki ve proletarya diktatörlügü altinda devrimi devam ettirmenin gerekliligi
hakkindaki tezlerini teyit eder. Berrak bir sekilde, Büyük Proleter
Kültür Devrimi, devrimin dünya tarihsel bir destanini, dünyanin komünistleri ve
devrimcileri için muzaffer bir doruk noktasini, yok edilmesi imkansiz bir basariyi
temsil eder. Önümüzde bütün bir süreç yatmasina ragmen, o devrim bizlere simdiden
uygulamakta oldugumuz, örnegin sinifimizin
iktidari ele geçirmesi için ideolojik dönüsümün temel öneme sahip oldugu noktasi
gibi muazzam dersler birakmistir. Marksizm-Leninizm-Maoizm: Üçüncü Büyük Kilometre Tasi
Çin devriminin seyri içinde Mao, Marksizm-Leninizm'i birçok önemli alanda
gelistirmisti. Ancak ideolojimizin büyük bir siçrama kaydetmesi, ve üçüncü büyük kilometre tasi
Marksizm-Leninizm-Maoizm'in ortaya çikmasi, Büyük Proleter Kültür Devriminin
potasinda olmustur. Marksizm-Leninizm-Maoizm'in daha yüksek olan seviyesinden, devrimci
komünistler, daha önceki büyük önderlerin ögretilerini daha da derin bir sekilde
kavrayabilmislerdir, ve Mao Zedung'un daha önceki katkilari dahi daha derin anlam
kazanmistir. Bugün, Maoizm olmadan Marksizm-Leninizm olamaz.
Gerçekten de, Maoizm'i yadsimak, Marksizm-Leninizmi yadsimaktir, Proletaryanin
devrimci ideolojisinin gelismesindeki her büyük kilometre tasi kiyasiya bir direnisle
karsilasmistir, ve ancak yogun mücadele ve devrimci pratige uygulanmasi sayesinde kendini
kabul ettirmeyi basarmistir. Bugün, Devrimci Enternasyonalist Hareket,
Marksizm-Leninizm-Maoizm'in, dünya devriminin kumandani ve rehberi olmasi gerektigini
ilan eder. Dünyanin yüz milyonlarca proleteri ve ezilen kitleleri, artan oranda dünya
emperyalist düzenine ve tüm gericilige karsi mücadeleye sevk edilmektedir. Düsmana
karsi muharebe meydanlarinda kendi bayraklarini aramaktadirlar.Devrimci komünistler,
kitleleri daha da fazla zincirlerinden bosandirmak ve
güçlerini Örgütlemek için, devrimci siddet yoluyla iktidari ele geçirmek üzere evrensel ideolojimizi
kullanarak onu kitleler arasinda yaymalidirlar. Bunu gerçeklestirebilmek için. Devrimci
Enternasyonalist Harekette birlesen Marksist -Leninist-Maoist partiler, mevcut olmadiklari
yerlerde olusturulmali, mevcut olanlar ise, proletarya ve ezilen halk için iktidari almak
üzere Halk Savasi'ni hazirlamak, baslatmak ve zafere kadar sürdürmek için
güçlendirilmelidirler. Marksizm-Leninizm-Maoizm'i yükseklerde
dalgalandirmayi sahiplenmeli, savunmali, ve en önemlisi uygulamaliyiz. Marksizm-Leninizm-Maoizm temelinde yeni
tip bir Komünist Enternasyonal olusturma mücadelemizi hizlandirmaliyiz. Proleter
dünya devrimi, böyle bir silah yaratmadan
zafere dogru ilerleyemez, çünkü, Mao Zedung'un ögrettigi gibi, komünizme ya hep
birlikte gidecegiz, ya da hiçbirimiz gidemeyecektir. Mao
Zedung söyle demisti, "Marksizm binlerce dogrudan olusur, ancak son tahlilde hepsi
de su tek dogruda toplanabilir: Isyan etmek haklidir." Devrimci Enternasyonalist
Hareket kitlelerin isyanini baslangiç noktasi olarak, tüm dünyadaki proletarya ve
devrimcileri Marksizm-Leninizm-Maoizme sarilmaya çagirir. Bu özgürlestirici tarafgil
ideoloji, proletarya ve tüm ezilenlere götürülmelidir, çünkü kitlelerin isyaninin,
binlerce yillik sinif sömürüsünü bir kenara süpürüp yok etmesi, komünizm yeni
dünyasinin dogusunu gerçeklestirebilmesi sadece bu ideoloji ile mümkündür.
*
Marksizm-Leninizm-Maoizm'in Muhtesem Kizil Bayragini Yükselt! Dünyada Durum ÜzerineDevrimci Enternasyonalist Hareketin Deklarasyonu 1984'te suna isaret ediyordu: "ikinci Dünya Savasi ertesi dünyasi dikislerinden hizla sökülüse gitmekledir, ikinci Dünya Savasi yoluyla ve sonrasinda olusturulmus olan enternasyonal ekonomik ve siyasi iliskiler 'dünyanin paylasilmasi' artik çesitli emperyalist güçlerin kar imparatorluklarini 'barisçil' bir biçimde yayma ve genisletme ihtiyaçlarina uyum gösterememektedir. ikinci Dünya Savasi ertesindeki dünya, çesitli emperyalistler arasindaki çatismanin ve özellikle de devrimci mücadelenin bir sonucu olarak önemli degisiklikler geçirmis olmasinin yani sira, bugün bu ekonomik, siyasi ve askeri iliskiler aginin bütünü bir sorun haline gelmistir. Belli basli emperyalist güçlerin göreceli istikrari... çözülmektedir. Ezilen uluslar ve halklarin devrimci mücadelesi yeniden yükselmekte, emperyalist dünya düzenine yeni darbeler indirmektedir... Çeliskilerin kizismasi, dünyanin bütün ülke ve bölgelerini ve kitlelerin geçmiste uykuyla uyusturulan ve siyasi hayata karsi ilgisiz kalmis kesimlerini dünya tarihinin girdap noktasina çekmektedir ve gelecekte çok daha dramatik boyutlarda çekecektir. Dolayisiyla devrimci komünistler hazirlanmali, sinif bilinçli isçileri ve kitlelerin devrimci kesimlerini hazirlamali, ve devrimci mücadelelerini yükseltmelidirler,"Her ne kadar olaylarin özgül seyrinin Sovyet sosyal-emperyalist kampin çökmesinin ve ABD ile Sovyetlerin önderligindeki emperyalist bloklarin arasinda dünyayi bir dünya savasinin esigine getirmis olan keskin rekabetin gevsemesinin önceden görülmesi mümkün olmamis olsa da. Deklarasyonun, mevcut dünya düzeninin o haliyle sürüp gidemeyecegine isaret eden tahlili, ve gelismelerdeki ani degisiklikler ve siçramalar için acil hazirlik yapma çagrisi, dünya olaylari tarafindan dogrulanmistir. Emperyalist düzenin derinlesen kriz ortami çerçevesinde, bugünkü dünya durumunun esas ögeleri sunlari içermektedir: dünyanin ezilen uluslarinin mücadelelerindeki yükselis, özellikle Peru'daki Halk Savasi'nin elde ettigi muhtesem basarilar, asagilik emperyalist canavarlarin göbeginde bile isyanlarin patlak vermesi, ABD emperyalizminin, emperyalist düzenin tek ve bas jandarmasi olarak yeniden ortaya çikmasi, ezilen uluslara karsi emperyalistlerin müdahaleleri ve saldirilari ile ezilen ülkelerde ve kapitalist ülkelerin kendilerinde kitlelere karsi yogunlasan sömürü ve saldirilar, ve emperyalist güçler arasinda yeniden saflasmaya gidiliyor olusu. Emperyalistlerin
Bos Hayali "Yeni Dünya Düzeni" Sovyet emperyalist kampin çöküsünün ertesinde - ki bu çöküs Sovyetler Birligi'nin de büyük bir diregini olusturdugu tüm emperyalist sistemi avucu içine alan derin krizin önemli bir tezahürü idi sadece - ABD emperyalistleri, küstah bir kabadayilikla bir "Yeni Dünya Düzeni"nin yürürlüge kondugunu ilan ettiler. Ülkede kendilerini destekleyenler ve en kolaylikla aldatilabilenler için, bu yeni düzen, uluslararasi kanunlara saygi", "yeni bir baris çagi", "demokrasi", "zorbalik ve diktatörlükle mücadele" gibi kelimelerle igreti bir sekilde tüllenmisti. Daha dün birbirlerini bogazlamakta olan emperyalist güçler,birbirlerini kucaklama gösterilerine giristiler. Birlenmis Milletler ve diger benzeri emperyalist kuruluslar, "yeni bir dünya barisi çagi"nin koruyuculari olarak ortaya sürüldü. Emperyalistler, Sovyet sosyal-emperyalizminin çöküsünün gerçek niteligini örtbas etme, ve bu çöküsü, ezilen kitleleri, komünizmin devrimci ideolojisi silahindan yoksun birakmak için kullanma ümidindeydiler Emperyalistlerin ideologlari, her renkten gerici ve revizyonistlerle birlikte, karsi-devrimci bir saldiri baslatarak, sömürüden arinmis bir dünya için komünist emelin sona erdigini, hatta "tarihin son buldugunu" ilan ettiler. Emperyalizm,gericilik ve revizyonizm, paçavraya dönmüs pespaye "demokrasi" bayragini, sermayenin bu insanlik disi kana bulanmis hakimiyetini, dalgalandirabilmek, onu tek alternatif olarak gösterebilmek için oflayip pufluyorlardi. Bu gerçekten sinsi bir isbirligiydi, ancak igrenç ve kanli sonuçlari da fazlasiyla ortadadir. Bu "yeni" dünya düzeninin açilis sahnesi, ABD'nin, diger emperyalist güçlerin de yardimiyla ve hakimiyetleri altindaki ülkelerin askerlerinden olusan modern bir lejyonerler ordusuyla birlikte, Irak'a canice tecavüz etmesi oldu. Bunun amaci, kendilerine imparatorluk alani kapismak ve bas egdirmek için ezilenler üzerinde de terör estirmekti. Ancak, sadece onlarin "baris" maskesinin parçalanmasina, ve ezilen uluslardaki komprador rejimlerin emperyalist efendilerine asla kararli ve tavizsiz darbeler indiremeyeceginin bir kez daha vurgulanmasina hizmet etti. Emperyalistler, bir silahsizlanma gösterisinde de bulundular, ancak barisin bu kan emicilerin ziyafet salonlarindan gelmesi asla mümkün olamayacaktir. Bütün paktlarindan ve anlasmalarindan sonra, emperyalistler, Özellikle ABD ve bugünkü Rus emperyalistleri, dünyayi bastan basa defalarca harabeye çevirme kapasitesine sahip ölümcül cephaneliklerini muhafaza etmektedirler. Emperyalistler "yeni bir gelisme ve kooperasyon çagi"ndan dem vurdular, ancak bunun tek sonucu, ezilen uluslarda ve kapitalist ülkelerin kendilerinde kitlelerin yogun sömürüsünün daha da yükseltilmesi -gerçek üreticilerin daha da sefalete sürüklenmesi- olmustur. Rusya dahil, eski Sovyet blogu ülkelerinde, sermayenin çiplak hakimiyeti, refah ve krizsiz gelisme hayallerini parça parça etmektedir. Giderek daha fazla bataga saplandikça, saldirip geri püskürtüldükçe, ve çimdi de kendi ülkelerinde dahi ezilenlerin gazabiyla yüz yüze geldikçe, Batili emperyalistlerin de kendi krizlerinin üstesinden gelme hayalleri kabusa dönüsmüstür. Olaylarin akisi hizlanmis vaziyettedir, dünyadaki durumun ne denli istikrarsiz ve kolay alevlenebilir oldugunu bir kez daha vurgulamaktadir. Daha birkaç sene önce bangir bangir isitilen gerici karsi-saldiri borazanlari, artik sagir kulaklara çarpmaktadir. Dünyanin birçok kösesinde, giderek daha fazla revizyonist bitkinlerin iflasinin farkina varan, ve Peru'nun daglarindaki kizil iktidarin göz kamastirici yükselisini sevinçle karsilayan, kendilerini ezenlere karsi daha güçlü darbeler indirmenin yollarini arayan kitlelerin giderek genisleyen kesimleri, direnis, isyan, ve devrim yönünde harekete geçmektedir. "Büyük Kargasalik" iyidir. Dünya proletaryasinin yüce önderi Mao Zedung, bize emperyalizmin her zaman ezilenlerin üzerine firlatmak üzere yerden büyük kaya parçalari kaldirdiklarini ama bunlari sonunda kendi ayaklarina düsürdüklerini ögretmistir. Bugünkü dünya durumu açisindan bu tamamiyle dogrudur. "Yeni" dünya düzeni hakkindaki övünmeleri ve olaylarin gerçek seyri, sadece bu insan-ögüten düzenden hiçbir hayir gelmeyeceginin süphe götürmez biçimde kanitlanmasina hizmet etmistir- Kurumlari, gerici usaklari ve revizyonist aletleri giderek daha fazla teshir olmaktadir. Peru'daki Halk Savasi, sinifimizin yeniden halk iktidarini tesis ettigi üs alanlari yaratmistir. Dünya devriminin "firtina merkezleri" durumunda olan ezilen uluslarda, kitlelerin emperyalizme ve gerici usaklarina karsi mücadeleleri ve direnisleri yükselistedir- Buralarda, geçmisin satilmis önderleri bir kenara itilmekte, yeni nesiller mücadelelerini ilerletmenin Içerdigi görevlerle cebellesmektedir. Ezilenlerin her kesiminde, kadinlarin,gençligin içinde, ve gericiligin tüm caniyane biçimleri altinda yüzyillardir zincire vurulmus olan kitlelerin en alt tabakalari içinde, çesitli derecelerde, kabarma ve isyan mevcuttur. Alçak ABD kabadayilari, daha yeni, kendi sinirlari içinde sinif ve irk baskilarinin kurbanlarindan adamakilli bir kötek yemislerdir. Ve emperyalist kagittan kaplanlar, saldirida bulunma gafletine düstükleri her yerde, ezilen kitlelerin keskin mizraklarini bögürlerinde hissetmektedirler. Büyük bir "devrimci kargasa" dalgasi olusma yolundadir, ve bu iyidir. Dünya emperyalist düzeninin derinlesen krizi çerçevesinde, belli basli çeliskilerin hepsi ezilen uluslarla emperyalist güçler arasindaki çeliski, kapitalist ve emperyalist ülkelerde proletarya ile burjuvazi arasindaki çeliski, ve emperyalist güçlerin kendi aralarindaki çeliski bunlarin tümü yeni bir gelisme süreci içinden geçmektedir. Bunlarin arasinda, ezilen ülkelerle emperyalist güçler arasindaki çeliski, ve ikincil de olsa, önemli oranda emperyalist ülkelerde proletarya ile burjuvazi arasindaki çeliski yogunlasmaktadir. Sovyet emperyalizmi kampinin çöküsü, emperyalistler arasi çeliskinin daha önceki yogunluk seviyesinin azalmasina yol açmistir. Ancak emperyalist isbirligi çatisma temelindedir, ve bu kendini, bugün, derinlesen krizleri ve halkin yükselen mücadeleleri karsisinda, emperyalist güçler arasinda yer alan yeniden saflasmalar ve yeni rekabetlerde göstermektedir. 1984 Deklarasyonu'nun sözlerini tekrarlayarak, esi görülmemis devrim ihtimallerinin olusmakta oldugu bu dönemde, "Bu firsatlari sinifimizin çikarlari için en iyi sekilde kullanabilmek ve proleter dünya devrimi için mümkün olan en ileri mevzileri fethetmek amaciyla, devrimci uyanikligimizi keskinlestirmeli, siyasi, ideolojik, örgütsel ve askeri hazirligimizi arttirmaliyiz." Devrimci Enternasyonalist Hareketin, ve bagrinda birlestirdigi Maoist partilerin varligi, bu amaca ulasmak için güçlü bir temel olusturmaktadir, ve bu gerçeklestirilmelidir. Özellikle, emperyalizmi ve gericiligi nihai olarak ortadan kaldirmak ve komünizmin sanli gelecegine dogru yürümek üzere Halk Savaslari hazirlamak, baslatmak, gelistirmek ve basariyla tamamlamak için, komünistler, Marksizm-Leninizm-Maoizm silahinin ezilen milyonlarca kitleye götürmeli, yeni olsun eski olsun revizyonizmin tüm çesitlerine karsi amansiz bir mücadele yürütmede sebat etmeli, mevcut olmayan yerlerde Maoist partiler kurmali, olanlari güçlendirmelidirler. |